Sıkıcı Ders “BİYOLOJİ”
Hepimiz, hayatımızın bir kısmında Fen Bilimleri altında biyoloji dersi görmüşüzdür. Çoğu öğrenciye biyoloji ile ilgili görüşlerini sorarsanız; alacağınız cevaplar bu dersin çok sıkıcı ve ezber olduğu olacaktır. Peki biyoloji gerçekten sıkıcı bir ders midir ?
İlk olarak biyolojinin tanımıyla başlamamız doğru olacaktır. İnternette arama butonuna “biyoloji nedir?” diye yazarsanız karşınıza ilk çıkan Vikipedi’nin biyolojiyi tanımladığı yazıyı görebilirsiniz. “Biyoloji ya da Dirimbilimi, canlıları inceleyen bilim dalı.”
Bana kalırsa biyoloji, uçsuz bucaksız bir evren çünkü bilmediğimiz o kadar fazla şey var ki. Örnek vermem gerekirse; “ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi’nin (NOAA) raporuna göre okyanus tabanının yüzde 95’ini henüz keşfetmemiş bulunuyoruz.” Bunun bazı sebepleri var:
- Hala Okyanus tabanına inebilecek bir teknolojiye sahip değiliz.
- Okyanuslar tam olarak keşfedilmediği için bazı riskler bulunuyor.
Dünya’da bilinen en derin nokta: Mariana Çukuru’dur. Ve yapılan son araştırmalara göre yaklaşık derinliği 11.000 metre civarındadır. Mariana Çukuru her ne kadar yaşanmaz gözükse de yaşam belirtileri vardır. Burada bir çok mikroorganizma,yengeç ve balık türü ortaya çıkmıştır. Bu tür mikroorganizmalara, biz mikroorganizmalar ve yaşam dersinde ekstremofiller diyoruz. Ekstremofiller, çok sıcak, çok soğuk, çok tuzlu , çok asidik, çok bazik ve çok basınçlı yerlerde yaşayabilen mikroorganizmalardır. Ayrıca bu mikroorganizmalar bu ekstrem koşulları tolere etmekle kalmaz,çoğalabilmek için de bu ortamlara ihtiyaç duyarlar.
Buraya SüPERİLERİ’nden [1] aldığım bir kaç görseli bırakmak istiyorum.
- Goblin Köpekbalığı
Goblin köpek balığı, okyanusun derinliklerinde yaşayan nadir türlerdendir. Bazen beslenmek için 200 metreye çıkan garip görünümü olan bir köpekbalığıdır. Ve ilk defa 1898' de keşfedilmiştir.
2. Barreleye Balığı ( Bidongöz)
Barreleye Balığı bir diğer adıyla Bidongöz,kafasının üst bölümü tamamen şeffaf olan ve insanlar gibi gözleri önde bulunan bir balık türüdür. İlk 1939 yılında keşfedilmiştir. Derinlik olarak 600- 800 metre aralığında yaşarlar. Kimi kaynaklar bu balığı “doğanın mucizesi” olarak tanımlamışlardır. İlginç tarafı, 1939 da keşfedilse de hakkında çok fazla bilgi yoktur.
Ayrıca yukarıda ekstremofillerden bahsetmişken, bu özel canlılardan bahsetmemek olmaz. Bilim ve Teknik-Tübitak’tan[2] okuyarak edindiğim bilgiler ışığında, İngiltere East Anglia Üniversitesi’nin bilim insanlarıyla Çin ve Rusya’dan katılan araştırmacılar ile birlikte Mariana Çukuru’nda ,mikrobiyal popülasyon örnekleri toplamak amacıyla araştırma yapmışlar ve petrolü parçalayabilen bir mikroorganizma keşfetmişlerdir.
Deniz Bülten’ den[3] aldığım bu görseli sizlerle paylaşmak istiyorum. Aslında kırmızı alanların hepsi petrolü parçalayan bakterilerdir.
Bu biyoloji alanının yalnızca küçücük bir kısmı, daha anlatabileceğimiz çok konu var. Okulda sadece teorik kısmı anlatılıyor bu yüzden ders sıkıcı bir hal alıyor. Öğrencileri araştırmaya teşvik etsek ezbercilikten uzaklaşsak, aslında biyoloji hem bilinmezlerle dolu hem de okuyarak bile keşfedilecek çok konu var.
